dünya dedikleri
bir yokuş
bir hayalin var elimde
aklımda
avucumda
gece gündüz baş ucumda
o da
bir yavru kuş,
kanatlanırken vurulmuş..
--murat usta--
Kasım'14/Silopi
12 Kasım 2014 Çarşamba
YÜRÜYÜŞ - 2
yürümeyi dene
açılırsın
rahatlarsın
yürümek iyi gelir sana
bana doğruysa yönün
bana da
--murat usta--
Ekim'14/Ankara
açılırsın
rahatlarsın
yürümek iyi gelir sana
bana doğruysa yönün
bana da
--murat usta--
Ekim'14/Ankara
9 Kasım 2014 Pazar
KAHVE RENGİ
yemyeşildi rengi baharın
ve ardından gelen
masmavi bir iç denizdi mutluluk
yerleşik değil göçebeydi
iyiydi
ve hep
kısa sürmekteydi
bir deniz kıyısında
parşömen
ya da papirüse değil
tam ortasında bir bozkırın
taşa yazılmıştı kader
yüzmeyi geç öğrendik
güzel şeyler düşündüysek de
o çıkmadı
denizden
ve kapkara bir kış
geçti üzerimizden
bütün acılar içinde
özlemin rengi yok
yokluğunun dengi
ve
gözlerim hâlâ
kahve rengi!
--murat usta--
Kasım'14/Silopi
ve ardından gelen
masmavi bir iç denizdi mutluluk
yerleşik değil göçebeydi
iyiydi
ve hep
kısa sürmekteydi
bir deniz kıyısında
parşömen
ya da papirüse değil
tam ortasında bir bozkırın
taşa yazılmıştı kader
yüzmeyi geç öğrendik
güzel şeyler düşündüysek de
o çıkmadı
denizden
ve kapkara bir kış
geçti üzerimizden
bütün acılar içinde
özlemin rengi yok
yokluğunun dengi
ve
gözlerim hâlâ
kahve rengi!
--murat usta--
Kasım'14/Silopi
25 Ekim 2014 Cumartesi
YOL -4
terbiye etme artık
yokluğunla beni
bin bir yolu olmalı
bu şehre gelmenin
ve bilir misin,
ne derin bir kuyudur gözlerin
baktıkça
mutlu bir cümle gibi hızla dökülürdü
dudaklarımdan, güzelliğin
ya bir yolunu bul
bu
yolunu bekleyen yüzü
güldürmenin
ya da
daha insancıl bir yolunu...
..bir adamı öldürmenin!
--murat usta--
Ekim'14/Silopi
yokluğunla beni
bin bir yolu olmalı
bu şehre gelmenin
ve bilir misin,
ne derin bir kuyudur gözlerin
baktıkça
mutlu bir cümle gibi hızla dökülürdü
dudaklarımdan, güzelliğin
ya bir yolunu bul
bu
yolunu bekleyen yüzü
güldürmenin
ya da
daha insancıl bir yolunu...
..bir adamı öldürmenin!
--murat usta--
Ekim'14/Silopi
YAĞMUR-3
köşeyi daha dönmeden sen
belki son kez
ardına bakmayı geçirirken aklından
burda
bir şehir daha
teslim oluyor yağmura...
-murat usta--
Ekim'14/Silopi
belki son kez
ardına bakmayı geçirirken aklından
burda
bir şehir daha
teslim oluyor yağmura...
-murat usta--
Ekim'14/Silopi
15 Ekim 2014 Çarşamba
MAVİ KALE
her gün
kaç adım daha
yaklaşıyorum sana
bir bilsen
ama yaklaşmak yanına
ya da
yanında durmak
yetmez
içinde olmalıyım
kapandığında bile
gözlerinin
yepyeni bir ovaya dönüşecek kadar doluyum
ırmaklarım var benim
verimli topraklarım var
tutup ellerinden
büyümeliyim içinde
göz bebeklerinin
bakmalısın bana
ve sulamalısın beni
ama kalmamalıyım
derin sular altında
içinde olmalıyım yine
mutlu ve huzurlu
söz öbeklerinin
muhteşem bir kalenin
kapısı gibi gözlerin
biliyorum
biliyorum
içerden fethetmeliyim
yıkılmasın
kırılmasın hiç bir şey
burcu dursun
o muhteşem kalenin
--murat usta--
Ekim'14/Ankara
kaç adım daha
yaklaşıyorum sana
bir bilsen
ama yaklaşmak yanına
ya da
yanında durmak
yetmez
içinde olmalıyım
kapandığında bile
gözlerinin
yepyeni bir ovaya dönüşecek kadar doluyum
ırmaklarım var benim
verimli topraklarım var
tutup ellerinden
büyümeliyim içinde
göz bebeklerinin
bakmalısın bana
ve sulamalısın beni
ama kalmamalıyım
derin sular altında
içinde olmalıyım yine
mutlu ve huzurlu
söz öbeklerinin
muhteşem bir kalenin
kapısı gibi gözlerin
biliyorum
biliyorum
içerden fethetmeliyim
yıkılmasın
kırılmasın hiç bir şey
burcu dursun
o muhteşem kalenin
--murat usta--
Ekim'14/Ankara
17 Eylül 2014 Çarşamba
RÜZGÂR
sen gittin
ve şehrin içinden akmaya başladı nehirler
nehirler şehrin içinde
şehirler insanın
sen gittin
ve erken başladı kar
yüzüme çarptı hep
"asma kilit takılı ahşap kapılar"
ve gittiğin günden beri
dünyanın bütün kapıları kapalı
bütün sokakları dar
sen gittin
ve ben taş yürekli
şehirler tanıdım
bir de kadir kıymet bilmeyen
arka sokaklar
sığındım
boğazımda demirleyen
öz cümlelerimin arasına
sığındım
paylaştıkça çoğalan
bir lokmanın yarısına
bir tarla kuşunun
kanadına
yatağını arayan bir suyun
inadına
yıldızlarla dolu bir göğün
yedi katına
sığındım
sığındım
umudum
bin bir yerinden
yamalı bir işçi tulumu
ben
o işçinin
tulumuna sığındım
ve kavuşmak..
kavuşmak dediğimiz şey
yol üstünde bir kontrol noktası
bir kavşak
elbette
kesişecek yolumuz
koştum geldim ben
sen de gel
bak her yanım
yara izi
öyle bir kaç adım da yetmez
koşarak gel
kurtar bizi
dola ellerini boynuma
sar beni
iyice sar
kim bilir
belki
bizim de
bir sabah erkenden saçlarımıza
birlikte değer rüzgâr
--murat usta--
Eylül'14/Silopi
ve şehrin içinden akmaya başladı nehirler
nehirler şehrin içinde
şehirler insanın
sen gittin
ve erken başladı kar
yüzüme çarptı hep
"asma kilit takılı ahşap kapılar"
ve gittiğin günden beri
dünyanın bütün kapıları kapalı
bütün sokakları dar
sen gittin
ve ben taş yürekli
şehirler tanıdım
bir de kadir kıymet bilmeyen
arka sokaklar
sığındım
boğazımda demirleyen
öz cümlelerimin arasına
sığındım
paylaştıkça çoğalan
bir lokmanın yarısına
bir tarla kuşunun
kanadına
yatağını arayan bir suyun
inadına
yıldızlarla dolu bir göğün
yedi katına
sığındım
sığındım
umudum
bin bir yerinden
yamalı bir işçi tulumu
ben
o işçinin
tulumuna sığındım
ve kavuşmak..
kavuşmak dediğimiz şey
yol üstünde bir kontrol noktası
bir kavşak
elbette
kesişecek yolumuz
koştum geldim ben
sen de gel
bak her yanım
yara izi
öyle bir kaç adım da yetmez
koşarak gel
kurtar bizi
dola ellerini boynuma
sar beni
iyice sar
kim bilir
belki
bizim de
bir sabah erkenden saçlarımıza
birlikte değer rüzgâr
--murat usta--
Eylül'14/Silopi
7 Eylül 2014 Pazar
KAHVERENGİ
yüksek dağlardan
kopup gelen bir nehir
nasıl durulursa,
masmavi bir denizle buluştuğunda
ben de öyle durulurum
ellerin
ellerimle kavuştuğunda
ama
ellerin yetmez
gülüşünden yakalamalıyım seni
çocukların
yakaladıkları gibi denizi
dur
çevirme başını
çevirme
çevirirsen ıssız bir adaya
düşüyorum
bak
yüzüme bak
bakmazsan
çok üşüyorum
al
bu gözler
bu kahverengi gözler senin
yumuşak ellerinle dokun
can gelsin yüreğime
ve düzelsin
çok büyük bir yanlışı daha
evrenin
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
kopup gelen bir nehir
nasıl durulursa,
masmavi bir denizle buluştuğunda
ben de öyle durulurum
ellerin
ellerimle kavuştuğunda
ellerin yetmez
gülüşünden yakalamalıyım seni
çocukların
yakaladıkları gibi denizi
dur
çevirme başını
çevirme
çevirirsen ıssız bir adaya
düşüyorum
bak
yüzüme bak
bakmazsan
çok üşüyorum
al
bu gözler
bu kahverengi gözler senin
yumuşak ellerinle dokun
can gelsin yüreğime
ve düzelsin
çok büyük bir yanlışı daha
evrenin
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
6 Eylül 2014 Cumartesi
KURGAN
bir kurgandır kalbim
aklımda ne varsa içime attım
bir nehrin akışını
gözlerinin bakışını attım
üzerine çok yakışan maviyi attım sonra
saçlarının sarısını
bir ekmeğin yarısını attım
biriktirdiğim şiirler, şairler vardı
topladım bütün bir külliyatı
ceddimin
en öz deyişini attım
sonra bir sabah
ansızın gelişini attım yanına
çiçeklere baktım
tam atacaktım
bıraktım
lazım dedim
onlar bu dünyaya
kapattım gözlerimi
seni gördüğüm
muhteşem bir ânı attım
çözüldü dizlerimin bağı
bağı attım..
orda
bıraktım
yeniden
yaşamak ümidiyle..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
aklımda ne varsa içime attım
bir nehrin akışını
gözlerinin bakışını attım
üzerine çok yakışan maviyi attım sonra
saçlarının sarısını
bir ekmeğin yarısını attım
biriktirdiğim şiirler, şairler vardı
topladım bütün bir külliyatı
ceddimin
en öz deyişini attım
sonra bir sabah
ansızın gelişini attım yanına
çiçeklere baktım
tam atacaktım
bıraktım
lazım dedim
onlar bu dünyaya
kapattım gözlerimi
seni gördüğüm
muhteşem bir ânı attım
çözüldü dizlerimin bağı
bağı attım..
orda
bıraktım
yeniden
yaşamak ümidiyle..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
SEVE SEVE
Karşına geçip
anlatsam
bütün hayatımı
"Seve seve"
dinler misin?
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
anlatsam
bütün hayatımı
"Seve seve"
dinler misin?
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
4 Eylül 2014 Perşembe
EYLÜL
yeni geldi daha
gitmez hemen
biraz kalır
toparlanması zaman alır
erişteyi kestik
kuruttuk
kayısıyı kuruttuk
inciri, üzümü kuruttuk
hani
yüreğimizde
yemyeşil bir sevda vardı
her şey kururken o kalır mı?
unuttuk onu da..
bu mevsimin
rengi
değil
yeşil
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
gitmez hemen
biraz kalır
toparlanması zaman alır
kuruttuk
kayısıyı kuruttuk
inciri, üzümü kuruttuk
hani
yüreğimizde
yemyeşil bir sevda vardı
her şey kururken o kalır mı?
unuttuk onu da..
bu mevsimin
rengi
değil
yeşil
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
3 Eylül 2014 Çarşamba
ANKARA-2
göz göre göre
yapılan bir yanlış gibidir Ankara
öylesine durur
ülkenin ortasında
karaya vurmuş bir gemi
içindekilerde hep bir deniz özlemi
ve çok kötü bir çay içerek
başlamış gibisin
her yeni güne
sürek avına çıkmış
bir hüzün var
şehrin üzerinde
neye sarılsan alıyor elinden...
sen fark etmeden de
işler içine
tanıdık bir bürokrat gibidir
bu Anadolu bozkırı
ne zaman ritmi değişse kalbinin
olmaz der
olmaz!
Bu, bizim
mevzuata aykırı
ve işte böyledir Ankara
sevda
taş yapı bir anıt gibi durur
dilinin ucunda
umutsuz değildir
umudu vardır
ve o da asılıdır
bir ipin ucunda..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
yapılan bir yanlış gibidir Ankara
öylesine durur
ülkenin ortasında
karaya vurmuş bir gemi
içindekilerde hep bir deniz özlemi
ve çok kötü bir çay içerek
başlamış gibisin
her yeni güne
sürek avına çıkmış
bir hüzün var
şehrin üzerinde
neye sarılsan alıyor elinden...
sen fark etmeden de
işler içine
tanıdık bir bürokrat gibidir
bu Anadolu bozkırı
ne zaman ritmi değişse kalbinin
olmaz der
olmaz!
Bu, bizim
mevzuata aykırı
ve işte böyledir Ankara
sevda
taş yapı bir anıt gibi durur
dilinin ucunda
umutsuz değildir
umudu vardır
ve o da asılıdır
bir ipin ucunda..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
10 Ağustos 2014 Pazar
YOL
bazen
yürür içine doğru insanın
yürüdüğü bütün yollar...
...uygun adım
çekil bir köşeye otur,
yürüme sakın
her adım
yüzüne çarpan bir kapı
her adım
koparır gövdesinden adamı
her adım
bir cellat baltası
karışır
hava, su, toprak
karışır
birbirine nazire yaparak
her adımda
zindana düşer adam
karışır hikayelerin
sonu, başı
ve her adımda
düşer üzerine adamın
bir gök taşı
--muratusta--
Ağustos'14/ Ankara
yürür içine doğru insanın
yürüdüğü bütün yollar...
...uygun adım
çekil bir köşeye otur,
yürüme sakın
her adım
yüzüne çarpan bir kapı
her adım
koparır gövdesinden adamı
her adım
bir cellat baltası
karışır
hava, su, toprak
karışır
birbirine nazire yaparak
her adımda
zindana düşer adam
karışır hikayelerin
sonu, başı
ve her adımda
düşer üzerine adamın
bir gök taşı
--muratusta--
Ağustos'14/ Ankara
10 Temmuz 2014 Perşembe
SIĞINAK
sığınacak iki nehir bir deniz buldum kendime
uzun cümlelerim boğuldu
elimde bir kaç kelime
suya karışmak istiyorum
yalnız şehrinin nehirleri de
dökülür mü denizime
bilemem
açıldı cehennemin kapısı
araf neresidir
bilemem
yalnızlığın vatanı burası
anayurt nerdedir
bilemem
bilsem de
öyle bir yerleştim ki
gidemem...
--Murat Usta--
Temmuz'14/Ankara
elimde bir kaç kelime
suya karışmak istiyorum
yalnız şehrinin nehirleri de
dökülür mü denizime
bilemem
açıldı cehennemin kapısı
araf neresidir
bilemem
yalnızlığın vatanı burası
anayurt nerdedir
bilemem
bilsem de
öyle bir yerleştim ki
gidemem...
--Murat Usta--
Temmuz'14/Ankara
ZAMANLAMA
Sesin
sisli bir dağ eteği ovası
gözlerden uzak
gönüllerden uzak
bak
yüzüme bak
aydınlansın kara günler
onlar da bilsin
arınsın
iç denizin
dağılsın gitsin
sesini saran hüzün
başka mesken arama
gözlerime demirle her akşam
güvenli bir limandır yüzüm
avuç içinde yazılıdır
orda taşır insan kaderini
orda saklıdır
bir yaşamın önsözü
hele bir de tutuşsak
gör bak
birleşecek gökyüzü
küçük bir dünyam var
işte avucumda
avucumda ve
sunuyorum sana
başka her şeyi unut
tut
ellerimi tut
dile gelmez
bir kalp var bende
beklerim
yalnız sen tutarsan elimi
naz etmem sana,
gelirim
yokladım
çok uzun zamandan beri
hep çok güzel bir ânı
tam da şimdi sen
sevsen beni
hem yeridir
hem zamanı!
--murat usta--
Temmuz'14 / Ankara
sisli bir dağ eteği ovası
gözlerden uzak
gönüllerden uzak
bak
yüzüme bak
aydınlansın kara günler
onlar da bilsin
arınsın
iç denizin
dağılsın gitsin
sesini saran hüzün
başka mesken arama
gözlerime demirle her akşam
güvenli bir limandır yüzüm
avuç içinde yazılıdır
orda taşır insan kaderini
orda saklıdır
bir yaşamın önsözü
hele bir de tutuşsak
gör bak
birleşecek gökyüzü
küçük bir dünyam var
işte avucumda
avucumda ve
sunuyorum sana
başka her şeyi unut
tut
ellerimi tut
dile gelmez
bir kalp var bende
beklerim
yalnız sen tutarsan elimi
naz etmem sana,
gelirim
yokladım
çok uzun zamandan beri
hep çok güzel bir ânı
tam da şimdi sen
sevsen beni
hem yeridir
hem zamanı!
--murat usta--
Temmuz'14 / Ankara
ZAMANLAMA
Sesin
sisli bir dağ eteği ovası
gözlerden uzak
gönüllerden uzak
bak
yüzüme bak
aydınlansın kara günler
onlar da bilsin
arınsın
iç denizin
dağılsın gitsin
sesini saran hüzün
başka mesken arama
gözlerime demirle her akşam
güvenli bir limandır yüzüm
avuç içinde yazılıdır
orda taşır insan kaderini
orda saklıdır
bir yaşamın önsözü
hele bir de tutuşsak
gör bak
birleşecek gökyüzü
küçük bir dünyam var
işte avucumda
avucumda ve
sunuyorum sana
başka her şeyi unut
tut
ellerimi tut
dile gelmez
bir kalp var bende
beklerim
yalnız sen tutarsan elimi
naz etmem sana,
gelirim
yokladım
çok uzun zamandan beri
hep çok güzel bir ânı
tam da şimdi sen
sevsen beni
hem yeridir
hem zamanı!
--murat usta--
Temmuz'14 / Ankara
sisli bir dağ eteği ovası
gözlerden uzak
gönüllerden uzak
bak
yüzüme bak
aydınlansın kara günler
onlar da bilsin
arınsın
iç denizin
dağılsın gitsin
sesini saran hüzün
başka mesken arama
gözlerime demirle her akşam
güvenli bir limandır yüzüm
avuç içinde yazılıdır
orda taşır insan kaderini
orda saklıdır
bir yaşamın önsözü
hele bir de tutuşsak
gör bak
birleşecek gökyüzü
küçük bir dünyam var
işte avucumda
avucumda ve
sunuyorum sana
başka her şeyi unut
tut
ellerimi tut
dile gelmez
bir kalp var bende
beklerim
yalnız sen tutarsan elimi
naz etmem sana,
gelirim
yokladım
çok uzun zamandan beri
hep çok güzel bir ânı
tam da şimdi sen
sevsen beni
hem yeridir
hem zamanı!
--murat usta--
Temmuz'14 / Ankara
2 Temmuz 2014 Çarşamba
MENZİL
aynı yere baktığımızda
yepyeni bir evren oluşmuyorsa
ya da
göz menzilimden çıktığında gözlerin
tamamlamıyorsa
bir yıldız daha ömrünü...
ve aynı ritmi bulduğunda kalplerimiz,
sıradan bir işleve dönüşmüyorsa
görme yetisi
bütün organlarımız için..
bakma sakın!
--murat usta--
Haziran'14 / Her yer ;)
yepyeni bir evren oluşmuyorsa
ya da
göz menzilimden çıktığında gözlerin
tamamlamıyorsa
bir yıldız daha ömrünü...
ve aynı ritmi bulduğunda kalplerimiz,
sıradan bir işleve dönüşmüyorsa
görme yetisi
bütün organlarımız için..
bakma sakın!
--murat usta--
Haziran'14 / Her yer ;)
20 Haziran 2014 Cuma
BAZEN
"bazen"
ne güvenilmez
bir zaman dilimisin sen öyle
"hep" olsana!
"hep" ol "hep"
"hep" ya da "hiç"
"hep" güzeldir
tutarlıdır
nettir
ama o "bazen"yok mu bazen
hayındır
alçaktır
lanettir!
durma öyle
sen de bir şey söyle
kal
ya da
git
Ya "hep" ol
ya da
" hiç"
-murat usta-
Haziran'14 / Silopi
ne güvenilmez
bir zaman dilimisin sen öyle
"hep" olsana!
"hep" ol "hep"
"hep" ya da "hiç"
"hep" güzeldir
tutarlıdır
nettir
ama o "bazen"yok mu bazen
hayındır
alçaktır
lanettir!
durma öyle
sen de bir şey söyle
kal
ya da
git
Ya "hep" ol
ya da
" hiç"
-murat usta-
Haziran'14 / Silopi
13 Haziran 2014 Cuma
AY TUTULMASI
Bir yol var aramızda, bir yol
ki uzadıkça kalbim
çarpar, çıldırır...
yürekli bir kelime
ve candan bir cümle, bir bakış
savurur üstümüzden bu ölü toprağı
savurur, kaldırır
ve yemyeşil bir hayattır gözlerin
ruhuma nefes aldırır
Rengi yeşildir uygarlığın
ve uygarlık
gözlerinle gözlerim arasındadır artık..
Yokluğun...
yokluğun kıyıcı bir karanlık
bir istiladır seni görmediğim her an
anlatır...
anlatır dile gelirse zaman
bir yol var aramızda
yıkmışlar, yakmışlar
zümrüt taşlar döşeyip
arada boşluk bırakmışlar
neyle doldursam
bilemedim...
Açtığımda gözlerimi
her defasında
düştüğüm
uzaklık yapmışlar
göremedim
kapayınca gözlerimi
kendime gelemedim...
Ne yaptın bana söyle!
Söyle ay yüzlü hırçın kuş!
Var mı bir benzerin,
bir eşin?
Söyle!
Hangi tarafı
daha çok yakar güneşin?
--murat usta--
Mart'14/Ankara
ki uzadıkça kalbim
çarpar, çıldırır...
yürekli bir kelime
ve candan bir cümle, bir bakış
savurur üstümüzden bu ölü toprağı
savurur, kaldırır
ve yemyeşil bir hayattır gözlerin
ruhuma nefes aldırır
Rengi yeşildir uygarlığın
ve uygarlık
gözlerinle gözlerim arasındadır artık..
Yokluğun...
yokluğun kıyıcı bir karanlık
bir istiladır seni görmediğim her an
anlatır...
anlatır dile gelirse zaman
bir yol var aramızda
yıkmışlar, yakmışlar
zümrüt taşlar döşeyip
arada boşluk bırakmışlar
neyle doldursam
bilemedim...
Açtığımda gözlerimi
her defasında
düştüğüm
uzaklık yapmışlar
göremedim
kapayınca gözlerimi
kendime gelemedim...
Ne yaptın bana söyle!
Söyle ay yüzlü hırçın kuş!
Var mı bir benzerin,
bir eşin?
Söyle!
Hangi tarafı
daha çok yakar güneşin?
--murat usta--
Mart'14/Ankara
19 Mayıs 2014 Pazartesi
SOMA
Soma'da
gün 365 gün kara
bulabilirsen
Soma'da gün ışığı ara
kader kara kaplı bir kitaptır
bu topraklarda
her sayfasında bir çığlık saklı
Soma uzak bir ülke değil
Soma sol yanımızda bir sızı
Soma sıcak ve karanlık bir
"kara" parçası
--murat usta--
Mayıs' 14/Silopi
gün 365 gün kara
bulabilirsen
Soma'da gün ışığı ara
kader kara kaplı bir kitaptır
bu topraklarda
her sayfasında bir çığlık saklı
Soma uzak bir ülke değil
Soma sol yanımızda bir sızı
Soma sıcak ve karanlık bir
"kara" parçası
--murat usta--
Mayıs' 14/Silopi
4 Mayıs 2014 Pazar
YAĞMUR
her şeye
alışır insan
değişse
mesela iklim
ona da alışır
durgun bir suya karışır gibi
alışır insan
ve mevsim
ne olursa olsun
ve ne derse desin
resmi
ya da gayrıresmi makamlar
yağmur hep
ıslandığın kadar yağar
Sen sisli ve suskun şehir
biliyorum derdini
biliyorum
daha çok yağmur lazım sana
kana kana içilmiyor suyundan
sahi sen
görmedin ki hiç
el ele bizi
galiba bütün çirkinliğin bundan
--murat usta--
Mayıs'14
alışır insan
değişse
mesela iklim
ona da alışır
durgun bir suya karışır gibi
alışır insan
ve mevsim
ne olursa olsun
ve ne derse desin
resmi
ya da gayrıresmi makamlar
yağmur hep
ıslandığın kadar yağar
Sen sisli ve suskun şehir
biliyorum derdini
biliyorum
daha çok yağmur lazım sana
kana kana içilmiyor suyundan
sahi sen
görmedin ki hiç
el ele bizi
galiba bütün çirkinliğin bundan
--murat usta--
Mayıs'14
EV
çayın en güzeli
nerde demleniyorsa
ve nerede bekleniyorsa
kalabalıklar arasındaki bir insan
işte orası
evidir onun..
--murat usta--
Mayıs'14 / Silopi
nerde demleniyorsa
ve nerede bekleniyorsa
kalabalıklar arasındaki bir insan
işte orası
evidir onun..
--murat usta--
Mayıs'14 / Silopi
26 Nisan 2014 Cumartesi
KARAR
Gönül
bir çeşmedir
her kuş gelir su içer...
İçmesin!
Gözlerden ırak
süslü bir an gelir...
Gelmesin!
İçindedir insanın şeytanı
aklını çeler...
Çelmesin!
Gözüme
başka göz değer...
Değmesin!
Gözümden
başka göz girer...
Girmesin!
Göz görür
gönül sever...
Sevmesin!
Gözlerimi karartmışım...
Kara gözlerine bakıp
karartmışım gözlerimi...
Sağım belli,
solum bellidir artık!
--murat usta--
Mart'14 / Silopi
bir çeşmedir
her kuş gelir su içer...
İçmesin!
Gözlerden ırak
süslü bir an gelir...
Gelmesin!
İçindedir insanın şeytanı
aklını çeler...
Çelmesin!
Gözüme
başka göz değer...
Değmesin!
Gözümden
başka göz girer...
Girmesin!
Göz görür
gönül sever...
Sevmesin!
Gözlerimi karartmışım...
Kara gözlerine bakıp
karartmışım gözlerimi...
Sağım belli,
solum bellidir artık!
--murat usta--
Mart'14 / Silopi
13 Nisan 2014 Pazar
NİSAN
Nisan'dır yağmur yağar
Üstüne alınma sen
Karlar erir
Coşar ırmaklar
Üstüne alınma sen
Kurumuş bir ağaç filizlenir yeniden
Yemyeşil bir heyecan olur
.........
Bir fısıltı gelir ardından
Koskoca bir yel olur
Bir fırtına çıkar kirpiklerin arasından
Acımasız bir sel olur
Tarifsiz duygular oynatır kalbi yerinden
Galeyan olur
Tam da tutunmuşken tohum toprağa
Amansız bir heyelan olur
Nisan'dir yağmur yağar
Üstüne alınma sen
Yemyeşil filizler savunmasız ayazda kalır
Kupkuru bir soğuk olur
Ağaç üşür
Adam üşür
Koskoca bir şehir üşür...
Sen donarsın!
--murat usta--
Nisan'13/ Ankara
Üstüne alınma sen
Karlar erir
Coşar ırmaklar
Üstüne alınma sen
Kurumuş bir ağaç filizlenir yeniden
Yemyeşil bir heyecan olur
.........
Bir fısıltı gelir ardından
Koskoca bir yel olur
Bir fırtına çıkar kirpiklerin arasından
Acımasız bir sel olur
Tarifsiz duygular oynatır kalbi yerinden
Galeyan olur
Tam da tutunmuşken tohum toprağa
Amansız bir heyelan olur
Nisan'dir yağmur yağar
Üstüne alınma sen
Yemyeşil filizler savunmasız ayazda kalır
Kupkuru bir soğuk olur
Ağaç üşür
Adam üşür
Koskoca bir şehir üşür...
Sen donarsın!
--murat usta--
Nisan'13/ Ankara
28 Mart 2014 Cuma
KELİMELER
tüm kelimeleri ruhumun
İpek Yolu'na düştü şimdi
gayriresmi bir geçit yaparlar ardından
ki düğümlüdür hepsi
ve biri var ki
yüz görümlüğüdür yalnızlığımın
sevdadır
aşktır
ve çok değerli bir yalnızlıktır burda kelimeler
ve
ansızın kesilen bir organıdır ruhumuzun
ve soğuk kış gecelerinde
kaz tüyü bir yorganıdır korkularımızın
dişlerimiz kanarken
düşlerimiz ısınır
bir Karadeniz yaylasında
sisli bir akşam üstüdür
kurda fırsat
kuzuya tuzaktır
ve
ne söylersen söyle
ne kadar da uzaktır
ayağı hiç taşa değmeyen birine
ve deli bir baldır
dünyaya sataşan
bir delikanlının dilinde
kuymaktır
usulca sevdiğine sokulmaktır kelimeler
ve anlamaktır
hiç anlatılmayanı
soğuk bir sudur Erciyes'te
ısınsak biraz
ferahlatır hemen
ve serpilir yüreğimize
ve sıcaktır
uzaktan da sarılabilmeyi icad edenlerin mahareti bu
yoksa gözün gördüğünde
söze ne hacet
bir kelime
bir ülkedir bazen
ve
eşsiz bir sığınaktır kelimeler
bir bir bozar her oyunu
ve tutar elini
bazen de
paslı bir bıçaktır
lime lime doğrar sesini
korkaktır, hayındır, alçaktır
belli eder yerini
hep
sis gerekmez aslında
güneşli bir günde de
tuzaktır kelimeler
sevgilinin gözlerinde
bütün gerçeklerinden alır seni
apaçık ve çırılçıplaktır
ve korkaktır kimi zaman
güçlünün karşısında
alır şeklini girdiği her kabın
sessiz harflerle
ve başka hiç bir şeye değmeden yazılır
ve sonra
büyük bir kaygıdır
bırakmaz peşini
Cudi'nin eteklerinde keser yolunu
Silopi'nin Habur'a bakan tarafında
kaçak bir çayın
demlenmesini bekler kelimeler
ülkemde de
bir karakalem çalışmasıdır
iki nehir arasında
ve bir genç kız tarafından
cama yazılmıştır kelimeler
ve alnımızdadır
bilmem kaç yüzyıldır
........
sisli bir kış günü de olsa
tertemiz bir havadır
iyi bir dosttan gelirse
iyi gelir her şeye
ama her şeye..
taşa yazılı bir pusuladır bozkırın ortasında
ne yana gitsek
gösterir hep aydınlık tarafı
ve yüklüdür de vebali omuzlarımızda
üstte mavi gök basana dek
bir ölüm emridir
ki
mahir bir kumandanın dudaklarından dökülürken
ayağa kaldırır bütün bir ülkeyi
ve
çok büyük harflerle yazılır
ve ilahî olandır en güzeli
bir mağarada da yakalar
içi aydınlık olan eli
ve yepyeni bir çağ
uzatır boynunu
kayalıkların arasından
ne kadar kaçarsan kaç
demirde tavdır
ve çok zor bir sınavdır
yaşarken söylenmiş tüm kelimeler
yalnız dil ile ikrar yetmez
kalp ile de tasdik gerekir
ve dostların sessizliğine çarpınca sesi
bütün anlamını yitirebilir
bir kelime
birden
ademoğlunun
diyemediğinde
mavi kelebekler
en ağır cümlesini kurar yeryüzünün
üst
üste
yığılmış
kelimelerle
ve bir kaç kere düğümlenmiş kelimelerle
ve
boğazımızdadır da artık
en söylenmesi gereken yerde
en söylenesi zamanda
söylenememiş,
kursağımızda kalmış kelimeler..
--muratusta--
Mart'14 / Silopi
İpek Yolu'na düştü şimdi
gayriresmi bir geçit yaparlar ardından
ki düğümlüdür hepsi
ve biri var ki
yüz görümlüğüdür yalnızlığımın
sevdadır
aşktır
ve çok değerli bir yalnızlıktır burda kelimeler
ve
ansızın kesilen bir organıdır ruhumuzun
ve soğuk kış gecelerinde
kaz tüyü bir yorganıdır korkularımızın
dişlerimiz kanarken
düşlerimiz ısınır
bir Karadeniz yaylasında
sisli bir akşam üstüdür
kurda fırsat
kuzuya tuzaktır
ve
ne söylersen söyle
ne kadar da uzaktır
ayağı hiç taşa değmeyen birine
ve deli bir baldır
dünyaya sataşan
bir delikanlının dilinde
kuymaktır
usulca sevdiğine sokulmaktır kelimeler
ve anlamaktır
hiç anlatılmayanı
soğuk bir sudur Erciyes'te
ısınsak biraz
ferahlatır hemen
ve serpilir yüreğimize
ve sıcaktır
uzaktan da sarılabilmeyi icad edenlerin mahareti bu
yoksa gözün gördüğünde
söze ne hacet
bir kelime
bir ülkedir bazen
ve
eşsiz bir sığınaktır kelimeler
bir bir bozar her oyunu
ve tutar elini
bazen de
paslı bir bıçaktır
lime lime doğrar sesini
korkaktır, hayındır, alçaktır
belli eder yerini
hep
sis gerekmez aslında
güneşli bir günde de
tuzaktır kelimeler
sevgilinin gözlerinde
bütün gerçeklerinden alır seni
apaçık ve çırılçıplaktır
ve korkaktır kimi zaman
güçlünün karşısında
alır şeklini girdiği her kabın
sessiz harflerle
ve başka hiç bir şeye değmeden yazılır
ve sonra
büyük bir kaygıdır
bırakmaz peşini
Cudi'nin eteklerinde keser yolunu
Silopi'nin Habur'a bakan tarafında
kaçak bir çayın
demlenmesini bekler kelimeler
ülkemde de
bir karakalem çalışmasıdır
iki nehir arasında
ve bir genç kız tarafından
cama yazılmıştır kelimeler
ve alnımızdadır
bilmem kaç yüzyıldır
........
sisli bir kış günü de olsa
tertemiz bir havadır
iyi bir dosttan gelirse
iyi gelir her şeye
ama her şeye..
taşa yazılı bir pusuladır bozkırın ortasında
ne yana gitsek
gösterir hep aydınlık tarafı
ve yüklüdür de vebali omuzlarımızda
üstte mavi gök basana dek
bir ölüm emridir
ki
mahir bir kumandanın dudaklarından dökülürken
ayağa kaldırır bütün bir ülkeyi
ve
çok büyük harflerle yazılır
ve ilahî olandır en güzeli
bir mağarada da yakalar
içi aydınlık olan eli
ve yepyeni bir çağ
uzatır boynunu
kayalıkların arasından
ne kadar kaçarsan kaç
demirde tavdır
ve çok zor bir sınavdır
yaşarken söylenmiş tüm kelimeler
yalnız dil ile ikrar yetmez
kalp ile de tasdik gerekir
ve dostların sessizliğine çarpınca sesi
bütün anlamını yitirebilir
bir kelime
birden
ademoğlunun
diyemediğinde
mavi kelebekler
en ağır cümlesini kurar yeryüzünün
üst
üste
yığılmış
kelimelerle
ve bir kaç kere düğümlenmiş kelimelerle
ve
boğazımızdadır da artık
en söylenmesi gereken yerde
en söylenesi zamanda
söylenememiş,
kursağımızda kalmış kelimeler..
--muratusta--
Mart'14 / Silopi
27 Mart 2014 Perşembe
TAŞ VE ÇOCUK
Çocuktuk bilemezdik
dizimiz kan içinde
taşlı yollardan
koşarak geçtik...
şimdi büyüdüm
biliyorum
ayağıma takılan taşların
altında büyüdüm
biliyorum
küçükken bir taşa takılsa
bir çocuk
ya da bir taş düşse
ayağına
bir çocuğun...
o çocuk
o taşın
altında
büyür...
--muratusta--
Mart'14/Silopi
11 Mart 2014 Salı
KIZ KULESİ
KIZ KULESİ
İşte karşımda Kız Kulesi
eski günlerdeki gibi
yol gösterir yine
umudunu sırtlayıp
yola çıkanlara
yalnız taşla değil
düşle örülüdür
yıkılsa da her defasında
yeniden ayağa kalkmakla övünür
Aman Allah'ım!
Yalnızlık,
bu kadar mı güzel görünür!
-muratusta-
Haziran'13 / İstanbul
www.ustadantarihenotlar.blogspot. com
7 Mart 2014 Cuma
İSTİAP HADDİ
Bir anlamı yoksa artık yaşamanın
Kurduğun hayalleri kurutup saklamalı
Ve koymalı güneş görmeyen bir yere
Ardından sırtını geçmişe
Üzerinden silindir gibi geçmişe
yaslamalı
İyi yapılan işlere
Hak edişlere
Gündüze geceye
Ve akşam ezanı okunmadan
tabi ölmeden
eve dönüşlere yaslanmalı
Ama havasız da bırakmamalı
Sakladığın yerde hava alsa da
bozulmaz hayallerin
Hava bozmaz
Yalnız
bir söz bozar
Tutup iter
Bir uçuruma seni
Gördüğü rüyalara ise ne yapmalı insan
bilmiyorum
Kaç rüya istiflenebilir üst üste
bilmiyorum
Rüyaları hayallerle mi
Yoksa gerçeklerle mi harmanlamalı
bilmiyorum
İstiap haddi ne kadardır ruhun
bilmiyorum
ruh bedenden uzakta kalırsa
nemlenirmiş
biliyorum onu
öğrendim artık
--murat usta - -
Aralık'13/ Silopi
Kurduğun hayalleri kurutup saklamalı
Ve koymalı güneş görmeyen bir yere
Ardından sırtını geçmişe
Üzerinden silindir gibi geçmişe
yaslamalı
İyi yapılan işlere
Hak edişlere
Gündüze geceye
Ve akşam ezanı okunmadan
tabi ölmeden
eve dönüşlere yaslanmalı
Ama havasız da bırakmamalı
Sakladığın yerde hava alsa da
bozulmaz hayallerin
Hava bozmaz
Yalnız
bir söz bozar
Tutup iter
Bir uçuruma seni
Gördüğü rüyalara ise ne yapmalı insan
bilmiyorum
Kaç rüya istiflenebilir üst üste
bilmiyorum
Rüyaları hayallerle mi
Yoksa gerçeklerle mi harmanlamalı
bilmiyorum
İstiap haddi ne kadardır ruhun
bilmiyorum
ruh bedenden uzakta kalırsa
nemlenirmiş
biliyorum onu
öğrendim artık
--murat usta - -
Aralık'13/ Silopi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)