16 Haziran 2013 Pazar

ARZUHAL

beni de sev
maviyi yeşili 
ve kahverengiyi sever gibi


sabah erken kalkar gibi mesela
bir mektubu 
koynunda saklar gibi
ve
karanlık bir günde
güneşi ayıklar gibi sev

öyle
bir boşluğa bakar gibi değil
kurak bir ovaya akar gibi sev

kes ayaklarımı yerden
serden geçer
yardan düşer gibi sev

say ki
sahipsiz bir çocuğum ben
o çocuk
ortada kalır gibi sahici
ve bir ikindi vakti üzerimize yağmur
boşalır gibi aniden

sen
hele bir
dilinin ucuna getir beni
ben
tomurcuklanırım
her bahar yeniden
ve soldukça
açar gülleri yüzümün
                   hep aynı yerden

korkma
insana dair engellerden
engeller insanlar için
çok oldu çıkalı
köprümün kilit taşı
bırak
arsızı uğursuzu çakalı

sen 
yağmurdan kaçarken doluya tutulur gibi
dolmuşta unutulur gibi sev
gözaltına al beni
nezarette tutulur gibi sev

güldüğün fıkralar gibi
bildiğin şarkılar gibi sev
bilmediğimiz oyunlar bozulsun

geldiğin yoldan başka
yolu olmayan köyler gibi sev
yalnız bir bakkalı olsun

içinden gelen tüm sözler gibi
o sözleri sanki
kendine söyler gibi sev
şöyle okkalı olsun

ben umudu kesip gelmez derken
sen kapıyı aralar gibi
o kapıyı açan anahtar gibi gel
göz açıp kapar gibi
susuzluğa kanar gibi gel
şöyle cehennemde yanar gibi olsun

dermansız derdim gibi sev
yapış, bırakma yakamı

el âlem ne der  gibi değil
orantısız güç kullan
şiddete meyleder gibi sev

özlemim öfkeli bir kalabalık şimdi
geleceksen bekleme
namludan çıkan kurşun gibi gel 
can kaybına yetişir gibi

yalnızlığım,
yalnızlığım Kudüs’te bir Müslüman çocuk
o mazluma zulmeder gibi sev

öyle insan gibi de değil!

Hayvan gibi sev!


--murat usta--
Haziran'13/ Ankara


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder