sen gittin
ve şehrin içinden akmaya başladı nehirler
nehirler şehrin içinde
şehirler insanın
sen gittin
ve erken başladı kar
yüzüme çarptı hep
"asma kilit takılı ahşap kapılar"
ve gittiğin günden beri
dünyanın bütün kapıları kapalı
bütün sokakları dar
sen gittin
ve ben taş yürekli
şehirler tanıdım
bir de kadir kıymet bilmeyen
arka sokaklar
sığındım
boğazımda demirleyen
öz cümlelerimin arasına
sığındım
paylaştıkça çoğalan
bir lokmanın yarısına
bir tarla kuşunun
kanadına
yatağını arayan bir suyun
inadına
yıldızlarla dolu bir göğün
yedi katına
sığındım
sığındım
umudum
bin bir yerinden
yamalı bir işçi tulumu
ben
o işçinin
tulumuna sığındım
ve kavuşmak..
kavuşmak dediğimiz şey
yol üstünde bir kontrol noktası
bir kavşak
elbette
kesişecek yolumuz
koştum geldim ben
sen de gel
bak her yanım
yara izi
öyle bir kaç adım da yetmez
koşarak gel
kurtar bizi
dola ellerini boynuma
sar beni
iyice sar
kim bilir
belki
bizim de
bir sabah erkenden saçlarımıza
birlikte değer rüzgâr
--murat usta--
Eylül'14/Silopi
17 Eylül 2014 Çarşamba
7 Eylül 2014 Pazar
KAHVERENGİ
yüksek dağlardan
kopup gelen bir nehir
nasıl durulursa,
masmavi bir denizle buluştuğunda
ben de öyle durulurum
ellerin
ellerimle kavuştuğunda
ama
ellerin yetmez
gülüşünden yakalamalıyım seni
çocukların
yakaladıkları gibi denizi
dur
çevirme başını
çevirme
çevirirsen ıssız bir adaya
düşüyorum
bak
yüzüme bak
bakmazsan
çok üşüyorum
al
bu gözler
bu kahverengi gözler senin
yumuşak ellerinle dokun
can gelsin yüreğime
ve düzelsin
çok büyük bir yanlışı daha
evrenin
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
kopup gelen bir nehir
nasıl durulursa,
masmavi bir denizle buluştuğunda
ben de öyle durulurum
ellerin
ellerimle kavuştuğunda
ellerin yetmez
gülüşünden yakalamalıyım seni
çocukların
yakaladıkları gibi denizi
dur
çevirme başını
çevirme
çevirirsen ıssız bir adaya
düşüyorum
bak
yüzüme bak
bakmazsan
çok üşüyorum
al
bu gözler
bu kahverengi gözler senin
yumuşak ellerinle dokun
can gelsin yüreğime
ve düzelsin
çok büyük bir yanlışı daha
evrenin
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
6 Eylül 2014 Cumartesi
KURGAN
bir kurgandır kalbim
aklımda ne varsa içime attım
bir nehrin akışını
gözlerinin bakışını attım
üzerine çok yakışan maviyi attım sonra
saçlarının sarısını
bir ekmeğin yarısını attım
biriktirdiğim şiirler, şairler vardı
topladım bütün bir külliyatı
ceddimin
en öz deyişini attım
sonra bir sabah
ansızın gelişini attım yanına
çiçeklere baktım
tam atacaktım
bıraktım
lazım dedim
onlar bu dünyaya
kapattım gözlerimi
seni gördüğüm
muhteşem bir ânı attım
çözüldü dizlerimin bağı
bağı attım..
orda
bıraktım
yeniden
yaşamak ümidiyle..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
aklımda ne varsa içime attım
bir nehrin akışını
gözlerinin bakışını attım
üzerine çok yakışan maviyi attım sonra
saçlarının sarısını
bir ekmeğin yarısını attım
biriktirdiğim şiirler, şairler vardı
topladım bütün bir külliyatı
ceddimin
en öz deyişini attım
sonra bir sabah
ansızın gelişini attım yanına
çiçeklere baktım
tam atacaktım
bıraktım
lazım dedim
onlar bu dünyaya
kapattım gözlerimi
seni gördüğüm
muhteşem bir ânı attım
çözüldü dizlerimin bağı
bağı attım..
orda
bıraktım
yeniden
yaşamak ümidiyle..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
SEVE SEVE
Karşına geçip
anlatsam
bütün hayatımı
"Seve seve"
dinler misin?
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
anlatsam
bütün hayatımı
"Seve seve"
dinler misin?
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
4 Eylül 2014 Perşembe
EYLÜL
yeni geldi daha
gitmez hemen
biraz kalır
toparlanması zaman alır
erişteyi kestik
kuruttuk
kayısıyı kuruttuk
inciri, üzümü kuruttuk
hani
yüreğimizde
yemyeşil bir sevda vardı
her şey kururken o kalır mı?
unuttuk onu da..
bu mevsimin
rengi
değil
yeşil
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
gitmez hemen
biraz kalır
toparlanması zaman alır
kuruttuk
kayısıyı kuruttuk
inciri, üzümü kuruttuk
hani
yüreğimizde
yemyeşil bir sevda vardı
her şey kururken o kalır mı?
unuttuk onu da..
bu mevsimin
rengi
değil
yeşil
--murat usta--
Eylül'14/Ankara
3 Eylül 2014 Çarşamba
ANKARA-2
göz göre göre
yapılan bir yanlış gibidir Ankara
öylesine durur
ülkenin ortasında
karaya vurmuş bir gemi
içindekilerde hep bir deniz özlemi
ve çok kötü bir çay içerek
başlamış gibisin
her yeni güne
sürek avına çıkmış
bir hüzün var
şehrin üzerinde
neye sarılsan alıyor elinden...
sen fark etmeden de
işler içine
tanıdık bir bürokrat gibidir
bu Anadolu bozkırı
ne zaman ritmi değişse kalbinin
olmaz der
olmaz!
Bu, bizim
mevzuata aykırı
ve işte böyledir Ankara
sevda
taş yapı bir anıt gibi durur
dilinin ucunda
umutsuz değildir
umudu vardır
ve o da asılıdır
bir ipin ucunda..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
yapılan bir yanlış gibidir Ankara
öylesine durur
ülkenin ortasında
karaya vurmuş bir gemi
içindekilerde hep bir deniz özlemi
ve çok kötü bir çay içerek
başlamış gibisin
her yeni güne
sürek avına çıkmış
bir hüzün var
şehrin üzerinde
neye sarılsan alıyor elinden...
sen fark etmeden de
işler içine
tanıdık bir bürokrat gibidir
bu Anadolu bozkırı
ne zaman ritmi değişse kalbinin
olmaz der
olmaz!
Bu, bizim
mevzuata aykırı
ve işte böyledir Ankara
sevda
taş yapı bir anıt gibi durur
dilinin ucunda
umutsuz değildir
umudu vardır
ve o da asılıdır
bir ipin ucunda..
--Murat Usta--
Eylül'14/Ankara
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)