Öpme sakın!
Öpme!
Öpersen
mevsim hep bahar olur
çıkmasa da kimse evinden
şehrimin ortasında
bir pazar kurulur..........
Hiç çekemem şimdi!
--murat usta--
Kasım'13/ Silopi
23 Kasım 2013 Cumartesi
13 Kasım 2013 Çarşamba
TERAZİ
Yakmadan
yakınmadan
alnımın terinden başka
destek almadan
yardımcım olmadan
ayrılıp
tutsaklığımın maden ocağından
ve korkmadan karanlıktan
terazimden
ve bir de ağrısından başka sırtımın
nem varsa bırakıp
gözlerim bağlı
çıkıyorum
Bütün
kasabalarından kentlerinden
çıkıyorum ruhumun
Ne okumuşları anladı beni
Ne de okula susamışları
yurdumun
Dağlara çekiliyorum
ekilmemiş ovalara
vadi tabanlarına
susuz kalmış başaklara
yaşanmamış aşklara
çekiliyorum
--muratusta --
Kasım ' 13 / Silopi
yakınmadan
alnımın terinden başka
destek almadan
yardımcım olmadan
ayrılıp
tutsaklığımın maden ocağından
ve korkmadan karanlıktan
terazimden
ve bir de ağrısından başka sırtımın
nem varsa bırakıp
gözlerim bağlı
çıkıyorum
Bütün
kasabalarından kentlerinden
çıkıyorum ruhumun
Ne okumuşları anladı beni
Ne de okula susamışları
yurdumun
Dağlara çekiliyorum
ekilmemiş ovalara
vadi tabanlarına
susuz kalmış başaklara
yaşanmamış aşklara
çekiliyorum
--muratusta --
Kasım ' 13 / Silopi
7 Kasım 2013 Perşembe
SINIR - 2
İner inmez minibüsten
kontrol ettik
baktık
yerinde mi her şey?
ve yerlileriyle
konuşalım dedik
yalnız yerli,
yerinde değildi,
çok derindeydi
biz o kadar inemedik
duyduk sonra
resmi vaatlerle gayrı resmi tehditler arasında
kalmışlar
sıkışıp kalmışlar
sorduk yaşıyormuyuz diye
yaşıyormuşuz,
kağıt üstünde
öyleymiş burda her şey
her şey kağıt üstünde
yaşarsak
biz de öyle yapıyormuşuz
öyle yaşıyormuşuz
resmi iki dudağın arasında
ve arkasında
gayrıresmi bir dağın
yalnız
kağıt üstünde kalsa
iyi yinede
sınırda bir yaşam bizimki
diken üstünde...
yutkunsak barış
tükürsek savaş...
--muratusta--
Kasım ' 13 / Silopi
kontrol ettik
baktık
yerinde mi her şey?
ve yerlileriyle
konuşalım dedik
yalnız yerli,
yerinde değildi,
çok derindeydi
biz o kadar inemedik
duyduk sonra
resmi vaatlerle gayrı resmi tehditler arasında
kalmışlar
sıkışıp kalmışlar
sorduk yaşıyormuyuz diye
yaşıyormuşuz,
kağıt üstünde
öyleymiş burda her şey
her şey kağıt üstünde
yaşarsak
biz de öyle yapıyormuşuz
öyle yaşıyormuşuz
resmi iki dudağın arasında
ve arkasında
gayrıresmi bir dağın
yalnız
kağıt üstünde kalsa
iyi yinede
sınırda bir yaşam bizimki
diken üstünde...
yutkunsak barış
tükürsek savaş...
--muratusta--
Kasım ' 13 / Silopi
KEPENK - 2
Dükkan açıyorum
şehrin en sakin
ama insanların en kalabalık yerine
inanmayı öğretiyorum
her şeyden önce
kendine inanmayı öğretiyorum
barikatların karşısında
dik durmayı ögretiyorum
bütün dış güçlerin karşısında
Öğrettiklerim arasında
mutluluğun formülü yok belki
ama ne bileyim
hedefine ulaştırmak bir genci
ve bir annenin duasını almak
sanki ona denk
değil beni
hayallerimi de vursalar
kapanmaz bu kepenk
--muratusta --
Kasım'13/ Silopi
şehrin en sakin
ama insanların en kalabalık yerine
inanmayı öğretiyorum
her şeyden önce
kendine inanmayı öğretiyorum
barikatların karşısında
dik durmayı ögretiyorum
bütün dış güçlerin karşısında
Öğrettiklerim arasında
mutluluğun formülü yok belki
ama ne bileyim
hedefine ulaştırmak bir genci
ve bir annenin duasını almak
sanki ona denk
değil beni
hayallerimi de vursalar
kapanmaz bu kepenk
--muratusta --
Kasım'13/ Silopi
KEPENK
Hiç
birinin
hiç
bir
kişinin
ve
hiç
bir
şeyin
yanında
değilim
artık
Hiç
"bir"
şeyin
yanında
değilim
bilmiyorum
anlamıyorum
bu
hesap
kimin
bilmiyorum
neler
dönüyor
bilmiyorum
kapalı
kapılar
arkasında
göz
kapaklarıma
kadar
kırgın
bir
ülke
doluyum
bir
köy
mezarlığında
bıraktım
korkularımı
yalnızım
sanmayın
kağıdım
kalemim
ve
ben
çok
uyumluyum
kıskanmayın
yalnız,
tek
başıma
da
çok
oluyorum
kalabalık
oluyorum
ve
kızgınlığı
başka
hiç
bir
şeye
benzemeyen
kırgın
ve
bir
o
kadar
da
kızgın
bir
halk
oluyorum
kapalı
kapılar
karşısında
...
hadi
açın
şu
kepenkleri
biz
bize
benzeriz
öpüşmesek
de
barışırız
sandığınızdan
daha
iyi
çocuklarız
biz
kapamayın
yüzümüze
yeter
ki
şu
kepenkleri
--murat usta--
Kasım' 13 / Silopi
birinin
hiç
bir
kişinin
ve
hiç
bir
şeyin
yanında
değilim
artık
Hiç
"bir"
şeyin
yanında
değilim
bilmiyorum
anlamıyorum
bu
hesap
kimin
bilmiyorum
neler
dönüyor
bilmiyorum
kapalı
kapılar
arkasında
göz
kapaklarıma
kadar
kırgın
bir
ülke
doluyum
bir
köy
mezarlığında
bıraktım
korkularımı
yalnızım
sanmayın
kağıdım
kalemim
ve
ben
çok
uyumluyum
kıskanmayın
yalnız,
tek
başıma
da
çok
oluyorum
kalabalık
oluyorum
ve
kızgınlığı
başka
hiç
bir
şeye
benzemeyen
kırgın
ve
bir
o
kadar
da
kızgın
bir
halk
oluyorum
kapalı
kapılar
karşısında
...
hadi
açın
şu
kepenkleri
biz
bize
benzeriz
öpüşmesek
de
barışırız
sandığınızdan
daha
iyi
çocuklarız
biz
kapamayın
yüzümüze
yeter
ki
şu
kepenkleri
--murat usta--
Kasım' 13 / Silopi
4 Kasım 2013 Pazartesi
DÜNYA
Çektiğim acılar hiç bir şeyin kefareti değil...
Daha çok acı çekersen eğer
daha erken kurtulmuyorsun yaşadıklarından
hayattan da öyle
kafa topuna çıkar gibi çıkamıyor insan
yasal düzenleme de yapılmıyor ki
erken terhisi
yok bu dünyanın
Benim de yapamadığım şeyler var ama
değiştirebilirim sanırım dünyayı
öyle sanıldığı kadar da büyük değil dünya
şimdi bilmeni istedim
daha başka şeyler de bilmeni isterdim...
ama böyle bir şansım olmadı
söyleyemedim
tam kalkarken ayağa
içimde bir şehir sendeledi
ve ben yine
yere serildim
Yeni bir dil öğrenmek gibiydi seni sevmek
Şimdi hangi dilde söylesem
bilemedim...
Gidiyorum bu şehirden
--muratusta--
Kasım'13 / Silopi
Daha çok acı çekersen eğer
daha erken kurtulmuyorsun yaşadıklarından
hayattan da öyle
kafa topuna çıkar gibi çıkamıyor insan
yasal düzenleme de yapılmıyor ki
erken terhisi
yok bu dünyanın
Benim de yapamadığım şeyler var ama
değiştirebilirim sanırım dünyayı
öyle sanıldığı kadar da büyük değil dünya
şimdi bilmeni istedim
daha başka şeyler de bilmeni isterdim...
ama böyle bir şansım olmadı
söyleyemedim
tam kalkarken ayağa
içimde bir şehir sendeledi
ve ben yine
yere serildim
Yeni bir dil öğrenmek gibiydi seni sevmek
Şimdi hangi dilde söylesem
bilemedim...
Gidiyorum bu şehirden
--muratusta--
Kasım'13 / Silopi
TESİR
"Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!"
--Fuzuli--
"Galiba haklı Fuzuli, söyledim yok tesiri
Susanın da amk!"
--murat usta - -
Kasım'13 / Silopi
30 Ekim 2013 Çarşamba
FIRTINA
Umutlar kararmış
savaş nizamı almış bütün bulutlar
Akşama kalmaz sızar içime
düşman kuvvetleri
çeker silahını kara günler
son ihtimal de tükenirken iç cebimde
amansız bir fırtına çıkar
arka mahallemde
Ne varsa içimde
güneşli güzel günlere dair
tutulup da gövdesinden
bir bir sökülür
ne varsa beni mutlu edecek
bir bir
bir iç denize dökülür
Gözlerin
gözlerin bir gözedir
çıkış yolunu gösterir
ama artık
göze alamam gözlerini
her bakışında
bir çöl kumu kaplar her yanı
içimde bir Yusuf vardı
Yusuf'u vururlar
bir su kuyusunu daha
taşla doldururlar
Ve vicdansız bir sağanak başlar
ıslak bir imzadır altında umudumun
--muratusta--
Ekim'13 / Silopi
savaş nizamı almış bütün bulutlar
Akşama kalmaz sızar içime
düşman kuvvetleri
çeker silahını kara günler
son ihtimal de tükenirken iç cebimde
amansız bir fırtına çıkar
arka mahallemde
Ne varsa içimde
güneşli güzel günlere dair
tutulup da gövdesinden
bir bir sökülür
ne varsa beni mutlu edecek
bir bir
bir iç denize dökülür
Gözlerin
gözlerin bir gözedir
çıkış yolunu gösterir
ama artık
göze alamam gözlerini
her bakışında
bir çöl kumu kaplar her yanı
içimde bir Yusuf vardı
Yusuf'u vururlar
bir su kuyusunu daha
taşla doldururlar
Ve vicdansız bir sağanak başlar
                 tavanı çöker ruhumun
sel vursa da en derinlerine huzurumun
yine de adınıslak bir imzadır altında umudumun
--muratusta--
Ekim'13 / Silopi
29 Ekim 2013 Salı
28 Ekim 2013 Pazartesi
AÇIKLAMA
Gitmek üzereyken biri
soğuk bir hava kütlesi
yaklaşırken yaptıkları gibi
şiddetli bir yağış uyarısı da
yaparlar mı ki
resmi kanaldan haber bültenleri
Gözlerim
gözlerinde erimez sadece
yetkili bir organdan
açıklama da bekler şimdi
--muratusta--
Ekim'13 / Silopi
soğuk bir hava kütlesi
yaklaşırken yaptıkları gibi
şiddetli bir yağış uyarısı da
yaparlar mı ki
resmi kanaldan haber bültenleri
Gözlerim
gözlerinde erimez sadece
yetkili bir organdan
açıklama da bekler şimdi
--muratusta--
Ekim'13 / Silopi
27 Ekim 2013 Pazar
ÇAĞRI - 3
Biri de çıksa dese ki
Ben varım!
Kimse yoksa da
Ben varım!
Ben burdayım!
Ben varım!
Kimse yoksa da
Ben varım!
Ben burdayım!
--muratusta--
Ekim'13 / Silopi
GELİŞİM
Gülünce  sen
Çatık kaşlarım düzelir
Elim ayağım olur birden
Gelince sen
değişir dingin bir nehrin akışı
ve daha anlaşılır olur,
insanların tanrıya yakarışı
Doyar
yoksulluğum
ve üstüne bir kahve pişer
hızla gelişir ülkem
Öpünce sen
Yok!
yok daha neler!
--muratusta - -
Ekim'13 / Silopi
Çatık kaşlarım düzelir
Elim ayağım olur birden
Gelince sen
değişir dingin bir nehrin akışı
ve daha anlaşılır olur,
insanların tanrıya yakarışı
Doyar
yoksulluğum
ve üstüne bir kahve pişer
hızla gelişir ülkem
Öpünce sen
Yok!
yok daha neler!
--muratusta - -
Ekim'13 / Silopi
20 Ekim 2013 Pazar
KIRMIZI
Kimin çıkardığı kadar
Kimin büyüttüğü de önemli
bu yangını
Dikkat et!
Nar lekesi değil,
Bu bayraktaki kırmızı!
--murat usta--
Ekim'13 / Silopi
13 Ekim 2013 Pazar
SINIRA YAKIN BİR SOKAK HİKAYESİ
Her sokağın başında
bir hayat hikayesi durur
Her
sokağın
başında!
Sert bir fren çığlığında saklıdır
kiminin hikayesi
ya da her an kaldırılmayı bekler
bir kaldırım taşında
yön gösteren bir tabelada
ve tutunmaya çalışanların hayata
raptiyeli saldırısına uğramış bir ağaçta
ya da zaptiyelerden kaçarken yazılmış
bir duvar yazısında
hikayeler asılıdır hep
sokağın başında
Benimkiyse
yaprağına yazılıydı bir ağacın
ve sonundaydı sokağın
sokak, sınıra yakın
mevsim güze..
--murat usta---
Ekim'13/Silopi
bir hayat hikayesi durur
Her
sokağın
başında!
Sert bir fren çığlığında saklıdır
kiminin hikayesi
ya da her an kaldırılmayı bekler
bir kaldırım taşında
yön gösteren bir tabelada
ve tutunmaya çalışanların hayata
raptiyeli saldırısına uğramış bir ağaçta
ya da zaptiyelerden kaçarken yazılmış
bir duvar yazısında
hikayeler asılıdır hep
sokağın başında
Benimkiyse
yaprağına yazılıydı bir ağacın
ve sonundaydı sokağın
sokak, sınıra yakın
mevsim güze..
--murat usta---
Ekim'13/Silopi
SINIRA YAKIN BİR SOKAK HİKAYESİ
Her sokağın başında
bir hayat hikayesi durur
Her
sokağın
başında!
Sert bir fren çığlığında saklıdır
kiminin hikayesi
ya da her an kaldırılmayı bekler
bir kaldırım taşında
yön gösteren bir tabelada
ve tutunmaya çalışanların hayata
raptiyeli saldırısına uğramış bir ağaçta
ya da zaptiyelerden kaçarken yazılmış
bir duvar yazısında
hikayeler asılıdır hep
sokağın başında
Benimkiyse
yaprağına yazılıydı bir ağacın
ve sonundaydı sokağın
sokak, sınıra yakın
mevsim güze..
--murat usta---
Ekim'13/Silopi
bir hayat hikayesi durur
Her
sokağın
başında!
Sert bir fren çığlığında saklıdır
kiminin hikayesi
ya da her an kaldırılmayı bekler
bir kaldırım taşında
yön gösteren bir tabelada
ve tutunmaya çalışanların hayata
raptiyeli saldırısına uğramış bir ağaçta
ya da zaptiyelerden kaçarken yazılmış
bir duvar yazısında
hikayeler asılıdır hep
sokağın başında
Benimkiyse
yaprağına yazılıydı bir ağacın
ve sonundaydı sokağın
sokak, sınıra yakın
mevsim güze..
--murat usta---
Ekim'13/Silopi
YIRTICI BİR KUŞ
Aşk
Bir kuşmuş
yırtıcı bir kuş
nesli tükenmek üzere olan!
hep
zamansız konmuş...
--murat usta--
Ekim'13/Ankara
Bir kuşmuş
yırtıcı bir kuş
nesli tükenmek üzere olan!
hep
zamansız konmuş...
--murat usta--
Ekim'13/Ankara
5 Ekim 2013 Cumartesi
SINIR
Sınırda...
her şeyin sınırında
mayınlı bir bölge şimdi yüreğim
........
İpek yolu değil bu
Dikkatli yürü!
- -murat usta - -
Silopi/Ekim'13
her şeyin sınırında
mayınlı bir bölge şimdi yüreğim
........
İpek yolu değil bu
Dikkatli yürü!
- -murat usta - -
Silopi/Ekim'13
KAÇAK ÇAY
Masanın üzerinde
Biri belki
bir gelen olur diye koyulan
iki bardaktan birinde
hayatı vardı adamın
artık tazelenmesi gereken
..........
Kaçak çay
demini aldı artık...
--murat usta - -
Silopi /Ekim'13
Biri belki
bir gelen olur diye koyulan
iki bardaktan birinde
hayatı vardı adamın
artık tazelenmesi gereken
..........
Kaçak çay
demini aldı artık...
--murat usta - -
Silopi /Ekim'13
19 Eylül 2013 Perşembe
ZAMAN
Üşümüşüm
Düşünmüşüm zamanı
Nöbette
Gurbette
Bir bayram sabahı memlekette
Bir sahil kasabasında
Sınırda
Dicle'nin doğusunda
Sınırında bütün duyguların
Ve kuş uçar kervan geçmez bir yaylada
Ya da yanlış yaptığımda bir şeyi
Sol yanımda çıkan bir ayaklanmada
Bastırdığımda ayaklanmayı
Ya da bastıramadığımda
Bir psikoloğun ya da herhangi bir yurdum insanının
çocukluğuma ineceği kadar bir mesafede bıraktığımda ağlamayı
ve sevdiğimi anladığımda,
anlamaya çalıştığımda
Ayaklarım suya değerken
Ve başım,
ağrısı dinmiş başım
göğe ererken
Ya da gökten yere inerken göz yaşım
Duymuşum zamanı
Anlamışım
Anlamışım
değerek insana
ya da değmeden
nasıl geçer zaman
anlamışım...
İnsanın insana kulluğunu
anlamamışım!
--murat usta--
Eylül'13 / Silopi
Düşünmüşüm zamanı
Nöbette
Gurbette
Bir bayram sabahı memlekette
Bir sahil kasabasında
Sınırda
Dicle'nin doğusunda
Sınırında bütün duyguların
Ve kuş uçar kervan geçmez bir yaylada
Ya da yanlış yaptığımda bir şeyi
Sol yanımda çıkan bir ayaklanmada
Bastırdığımda ayaklanmayı
Ya da bastıramadığımda
Bir psikoloğun ya da herhangi bir yurdum insanının
çocukluğuma ineceği kadar bir mesafede bıraktığımda ağlamayı
ve sevdiğimi anladığımda,
anlamaya çalıştığımda
Ayaklarım suya değerken
Ve başım,
ağrısı dinmiş başım
göğe ererken
Ya da gökten yere inerken göz yaşım
Duymuşum zamanı
Anlamışım
Anlamışım
değerek insana
ya da değmeden
nasıl geçer zaman
anlamışım...
İnsanın insana kulluğunu
anlamamışım!
--murat usta--
Eylül'13 / Silopi
6 Eylül 2013 Cuma
BİRİM
"Bir uzaklık birimidir özlemek"
Unutulmaksa
kahrolma biçimi...
Silerim ben
işte tam da öyle
böyle bir aşkın ızdırabını!
Desem iyiydi,
diyemedim ki!
--murat usta--
06.09.2013 Ankara
Unutulmaksa
kahrolma biçimi...
Silerim ben
işte tam da öyle
böyle bir aşkın ızdırabını!
Desem iyiydi,
diyemedim ki!
--murat usta--
06.09.2013 Ankara
2 Eylül 2013 Pazartesi
BAĞLANTI
Demirkazıklarla bağlasalar
İnsanları doğduğu yere
                 aşık olduğu yere!
                          Vedalar olmasa...
Ve herkes 
öldüğü yere gömülse
           Aşk, öldüğü
yere…
Bir göz,
              bir güzeli
                   gördüğü yere gömülse!
--murat usta—
02.09.13 Eryaman
HIZLI BİR ADIM
Daha da ağırlaşıyor yokluğun,
                                     giderek...
Kudretli bir cümle yetmez
Hızlı bir adım gerek
                   dolmuyor boşluğun
 Gözlerim
gözlerinde açılsa 
                   bir kere daha 
Başka bütün konuları 
                   kapanırdı ruhumun
Kendimden arttım
            çok fazlayım şimdi!
--murat usta--
02.09.2013 Eryaman
İSTANBUL
Yarısı
yaralıydı İstanbul'un
Kavuşamadı bir türlü 
                               iki yakası
boğazdan geçen hiçbir balık 
tutamadı hiç, 
denize düşen umutları
denize düşen umutları
Hepsi hepsi bir oltaya
                        tutundu sadece...
görmedi ki hiç Boğaz'ı,
             bir yarısı İstanbul’un 
                       yutkundu sadece...
--murat usta—
02.09.13 Eryaman
30 AĞUSTOS 2013
Sabahtan beri düşünüyorum
Ne yazsam
bu bayramı,
bu zaferi
nasıl kutlasam diye
Bakıyorum ülkeme
Kimse bayramı,
hak eder değil!
Yılardır böyle
Bu sene
bir kıpırdanma var yine
Ama kutlamaya
değer değil!
Gelinen bu durum
O güzel insanların evlatlarına
bir zafer degil!
-murat usta-
30.08.2013
Ne yazsam
bu bayramı,
bu zaferi
nasıl kutlasam diye
Bakıyorum ülkeme
Kimse bayramı,
hak eder değil!
Yılardır böyle
Bu sene
bir kıpırdanma var yine
Ama kutlamaya
değer değil!
Gelinen bu durum
O güzel insanların evlatlarına
bir zafer degil!
-murat usta-
30.08.2013
30 Ağustos 2013 Cuma
ÇAĞRI
Çıksa bir akşam üzeri 
                               gelse biri 
bakmadan bu dağınık halimize 
                                         girse içeri
bağdaş kurup otursa,
toplasa başına, toparlasa bizi
toplasa başına, toparlasa bizi
hal hatır sorsa,
ahdi hatırlatsa sonra
ahdi hatırlatsa sonra
dile getirse
verdiğimiz o ilk sözü
verdiğimiz o ilk sözü
o demeden
biz anlasak
biz anlasak
bitirmeden daha sözünü
                     özünü tamamlasak
ne zaman üşür,
ne zaman düşünür insan
bunları öğretse bize
Aşk?
Aşk ağırdır!
Girmese hiç o konuya
öğretebilirse
yaşamayı öğretse
insanca yaşamayı
bir de gülmeyi,
ve gülümsemeyi
öğretse kadere
ne zaman düşünür insan
bunları öğretse bize
Aşk ağırdır!
Girmese hiç o konuya
öğretebilirse
yaşamayı öğretse
insanca yaşamayı
bir de gülmeyi,
ve gülümsemeyi
öğretse kadere
Biz'i alsa yanına,
ve kibrimizi sürse savaşa
ve ona
ölmeyi emretse!
ölmeyi emretse!
Ve içimizdeki ses
                           dile gelse!
bize yeniden  
             sevmeyi emretse!
-- Murat Usta--
30.08.2013 Eryaman
30.08.2013 Eryaman
28 Ağustos 2013 Çarşamba
GEÇTİ
Geçermiş 
Öyle söylüyorlar
Bir bildikleri var gibi...
............
Bir şey diyeyim mi?
Bence bilmiyorlar 
Kimse bilmiyor 
Sen, 
        ben, 
                   o 
Bilmiyoruz
Bilmiyor hiç kimse 
Onlar da
          başkalarından duydular
                                             belli ki
...........
Çok erken değildi 
            bir akşam üzeriydi
Severken,
Beklerken,
Güneşli güzel günleri
Sevip geçti
Gelip geçti
Delip geçti
Yere serip....
                    geçti 
İçimdeki saadeti
İçimdeki susanı,
                       konuşanı...
Nazım'ın dediği 
                   o "ikinci insanı"
Silip geçti 
Si...
 ………………..
Neyse geçti!
-- murat usta--
28.08.2013 Eryaman
BİN MUHTEŞEM YALNIZLIK
Yalnızım
Yalnızlığım
bu
kalabalıklar içinde
bir
başıma kalakalmışlığım
Üç
tarafımı kaplamışlığı,
hayat
kırıklıklarımın
Ve
çepe çevre sarılmışlığım 
Sarılıp
sarılıp ayrılmışlarına armağan olsun yurdumun
Yağmursuz
havada,
yaz
ortasında ıslanmışlığım 
bende kalsın…
Şairliğim
Şiirlerim
Sözlerim
de
Güzel
gözlü kızlarına
Kızlarına
armağan olsun yurdumun
Bir
kadına adanmışlığıysa ömrümün 
Bende
kalsın…
Sabah
erken kalkmışlığım
Eve
ekmek alıp
            erken gelmişliğim de kadınlarına…
Kadınlarına
armağan olsun yurdumun
Yalnız,
Ağlamışlığı
anamın
Bende
kalsın...
Diplomalı,
Fiyakalı,
Ve bin
bir sertifikalı yalnızlığım
Tüm
yalnızlığına armağan olsun yurdumun
Yalnızlığım,
Türk
yalnızlığına armağan olsun!
Varlığım Türk varlığına
Ve
kardeşliğim
           bütün dünyaya!
--murat usta--
Ağustos'13/Eryaman 
23 Ağustos 2013 Cuma
KÜTÜK
Ya bir gün
"kalbi" ile "aklı" arasında kalmış,
sıkışmış
Sıkışıp kalmış
bir zihnin
ve iki gözün
körkütük sevdiğin iki gözün
karşısında duran,
sel önünden kaçırılmış
kütük gibi duran
kımıldamayan,
o mantıklı seçenek,
o mantıklı insan
sen olursan!
Yok, yok,
olma sakın!
.........
Olmamalısın!
..............
"her ölüm erken ölümdür" biliriz;
ama bu gerçekten ölümdür!
böyle ölürsek, siliniriz...
Yaşamak güzel şey...
Mümkünse mantıksız olsun!
--Murat Usta--
24.08.2013 Eryaman
"kalbi" ile "aklı" arasında kalmış,
sıkışmış
Sıkışıp kalmış
bir zihnin
ve iki gözün
körkütük sevdiğin iki gözün
karşısında duran,
sel önünden kaçırılmış
kütük gibi duran
kımıldamayan,
o mantıklı seçenek,
o mantıklı insan
sen olursan!
Yok, yok,
olma sakın!
.........
Olmamalısın!
..............
"her ölüm erken ölümdür" biliriz;
ama bu gerçekten ölümdür!
böyle ölürsek, siliniriz...
Yaşamak güzel şey...
Mümkünse mantıksız olsun!
--Murat Usta--
24.08.2013 Eryaman
ONARIM BEDELİ
Kırmadım kimsenin kalbini
bilinçsizce
buna eminim
kırdıysam
bilerek ve isteyerek kırmışımdır;
ki onarabilmek için
önce kırmak gerekir bazen!
--Murat Usta--
22.08.2013 Eryaman
bilinçsizce
buna eminim
kırdıysam
bilerek ve isteyerek kırmışımdır;
ki onarabilmek için
önce kırmak gerekir bazen!
--Murat Usta--
22.08.2013 Eryaman
CÜMLE KAPISI
Göze gelen
Gönle giren
Ve gözden düşüp
Kırılıp yere serilen...
Çıkmadığı için yuvasından
zamanında,
uçmayı unutan,
ıskalayan...
Beklemiş,
bekletilmiş,
tüm kelimelerimi içip,
büyük bir cümle açıyorum sana!
---Murat Usta--
23.08.2013 Eryaman
Gönle giren
Ve gözden düşüp
Kırılıp yere serilen...
Çıkmadığı için yuvasından
zamanında,
uçmayı unutan,
ıskalayan...
Beklemiş,
bekletilmiş,
tüm kelimelerimi içip,
büyük bir cümle açıyorum sana!
---Murat Usta--
23.08.2013 Eryaman
19 Ağustos 2013 Pazartesi
HÜRREM-SÜLEYMAN-MUSTAFA
ısrarla
tenbihlenmişti ona
başını hep öne eğmesi
ve bakmaması yüzüne
koynuna atıldığı padişahın
o dinlemedi
kaldırdı başını
çekti kuzeyden getirdiği
ailesinden miras tek silahını
ve aşarak
bakışlarındaki kapıkullarını padişahın
çekinmeden
o yüzdeki her daim sefere hazır yeniçerilerden
baktı gözlerine
tanrının
yeryüzündeki gölgesinin
ve bütün kuralları
yeniden belirlendi
yedi iklim dört köşenin
sarayın, sultanın ve saltanatın
..............................
Süleyman
onuncu Osmanlı padişahı
Sultan Mehmet Han oğlu
Sultan Beyazıt Han oğlu
Sultan Selim Han oğlu
Sultan Süleyman
hükmediyordu dünyaya
hâkimiydi üç kıtanın
ve krallara taç giydiren sultanıydı cihanın
bunca unvan arasında
hatrı sayılmazdı ama
babasıydı
gözlerini kızıl elmaya dikmiş
küçük Mustafa'nın
ve şimdi
yüzyıllardır kaldırılamayan
insanın insana kulluğunun, köleliğinin
o da tadına varıyordu gözlerinde
kor tenli
kızıl saçlı
Rutenyalı bir kölenin
......................................
Hürrem
kurduğu hayalleri
devrin en güçlü surlarına asılı kalan küçük kız
Hürrem
esir pazarlarından saraya sürgün
o da
ayırmadan daha
kılıcını kınından
ve bakınmadan etrafına
uzattı
sakallarını
ve sonra çekti tuğrasını
kendi fermanına
derler ki
işte böyle kayıp da
düştü
sultanın gözünden
bir Acem halısı üstüne
......
Şehzadenin isyanı
bir ferman bir kağıt
sonra yine koptu fırtına
ne Cihangir kaldı
ne Beyazıt
bırakıp da gittiler
bir başına Süleyman'ı
"ey oğul
mağrur olma ki;
engelleri aşasın!
ve insanı yaşat ki;
devlet yaşasın!"
--Bir Tarih Öğretmeni--
Ağustos'13/Ankara
başını hep öne eğmesi
ve bakmaması yüzüne
koynuna atıldığı padişahın
o dinlemedi
kaldırdı başını
çekti kuzeyden getirdiği
ailesinden miras tek silahını
ve aşarak
bakışlarındaki kapıkullarını padişahın
çekinmeden
o yüzdeki her daim sefere hazır yeniçerilerden
baktı gözlerine
tanrının
yeryüzündeki gölgesinin
ve bütün kuralları
yeniden belirlendi
yedi iklim dört köşenin
sarayın, sultanın ve saltanatın
..............................
Süleyman
onuncu Osmanlı padişahı
Sultan Mehmet Han oğlu
Sultan Beyazıt Han oğlu
Sultan Selim Han oğlu
Sultan Süleyman
hükmediyordu dünyaya
hâkimiydi üç kıtanın
ve krallara taç giydiren sultanıydı cihanın
bunca unvan arasında
hatrı sayılmazdı ama
babasıydı
gözlerini kızıl elmaya dikmiş
küçük Mustafa'nın
ve şimdi
yüzyıllardır kaldırılamayan
insanın insana kulluğunun, köleliğinin
o da tadına varıyordu gözlerinde
kor tenli
kızıl saçlı
Rutenyalı bir kölenin
......................................
Hürrem
kurduğu hayalleri
devrin en güçlü surlarına asılı kalan küçük kız
Hürrem
esir pazarlarından saraya sürgün
acımamalıydı
ilk o öğretildi
yaşatmak için oğullarını,
öldürmeliydi
ilk o öğretildi
yaşatmak için oğullarını,
öldürmeliydi
ki nizamı alemin devamı
ve bekası için devletin
vacipti
katli kardeşin
ve bekası için devletin
vacipti
katli kardeşin
kuralı buydu
köle olarak girdiği
bu görkemli sarayın
köle olarak girdiği
bu görkemli sarayın
ve
o da uydu
bütün kurallara
          
kim çıktıysa yoluna
bilerek ya da bilmeden
bir bir aldı canını
hiç düşünmeden
önce hükümdarın sırdaşı
çocukluk arkadaşı
o kudretli sadrazamın,
Pargalı İbrahim'in
ve ardından
veliahtını aldı tahtın
ve kızılelmaya giden son gemi
limanda kaldı
duvarlar bile bilirken her şeyi
ne sultan ayaldı
ne süleyman!
ve gözlerdeki feri
saraydaki en güzel yeri aldı
o da uydu
bütün kurallara
kim çıktıysa yoluna
bilerek ya da bilmeden
bir bir aldı canını
hiç düşünmeden
önce hükümdarın sırdaşı
çocukluk arkadaşı
o kudretli sadrazamın,
Pargalı İbrahim'in
ve ardından
veliahtını aldı tahtın
ve kızılelmaya giden son gemi
limanda kaldı
duvarlar bile bilirken her şeyi
ne sultan ayaldı
ne süleyman!
ve gözlerdeki feri
saraydaki en güzel yeri aldı
......................................
Mustafa
Mahidevran'dan olma oğlu
Sultan Süleyman’ın
Mustafa
Mahidevran'dan olma oğlu
Sultan Süleyman’ın
o da
ayırmadan daha
kılıcını kınından
ve bakınmadan etrafına
uzattı
sakallarını
ve sonra çekti tuğrasını
kendi fermanına
derler ki
işte böyle kayıp da
düştü
sultanın gözünden
bir Acem halısı üstüne
......
Şehzadenin isyanı
bir ferman bir kağıt
sonra yine koptu fırtına
ne Cihangir kaldı
ne Beyazıt
bırakıp da gittiler
bir başına Süleyman'ı
Mustafa'nın ölümü
Cihangir'in
ve dahi Beyazıt'ın ölümü
Sultan'a
o ilk öğüdü
hatırlatma biçimiydi belki de kaderin
Cihangir'in
ve dahi Beyazıt'ın ölümü
Sultan'a
o ilk öğüdü
hatırlatma biçimiydi belki de kaderin
"ey oğul
mağrur olma ki;
engelleri aşasın!
ve insanı yaşat ki;
devlet yaşasın!"
--Bir Tarih Öğretmeni--
Ağustos'13/Ankara
17 Ağustos 2013 Cumartesi
NERDEYİZ
Nasıl bir yerdeyiz ki
Çıksa gelse
Çıksa gelse
Yol gösterse biri
Gözyaşı ve kan 
Doldu taştı her yanı dünyanın
Adım başı
Ağlayan bir Müslüman
Mısır’da 120 kişi can
verdi
Bugün biz daha
uyanmadan 
Suriye'de daha fazladır belki
Irak'ta da bir o kadar insan
Allah’ın her günü çıkıyor insanlığından
Kimi göğe yükseliyor.
Yanına alıyor
yaradan
Kimi her günü cehennem
belleyip
Öleceği günü bekliyor
Arınıp bütün umutlarından
Neyle sarıyoruz kanayan yanlarımızı
Ya da neyle sarmalıyız artık
Sargı bezi, tentürdiyot, oksijenli su
Ve bilumum insani yardım malzemesi
Yetmiyor, bu çok açık!
...........
Sahi nasıl geldik biz bu hale
Bunca insanı nasıl uyuttular
Dedelerimiz bize
Fatih'i Yavuz'u
Köroğlu’nu boşuna mı okuttular
Nasıl bir sessizlik ki bu
Yoksa bu sefer
Önce Musa’yı mı vurdular
.........
Libya?
Libya’da sahi kaç kişi öldü
Kaç Müslüman hançerledi
birbirini bugün
Ne de çabuk
unutmuşuz 
Yok, yok!
Başka açıklaması yok bunun
Belli ki kabul edilmiyor yıllardır duamız
Sorumlu kim bütün bu
olanlardan
Varmıyor dilim
Varmıyor ama 
Yüz cevirdi
galiba Yaradan!
Bu okumayan
Okuduğunu anlamayan Müslümanlardan
--usta--
28.07.2013- 17.08.2013 Eryaman
Masal Hırsızı
Ya çıkar da biri
benim dizelerimle
sevmeye kalkarsa seni
...............
?????????
...............
Yok yok!
Kimse öyle sevemez seni
Düğümlenir, tıkanır boğazına
Söyleyemez ki!
Söylese de;
ellerinle boğarsın onu, ellerinle!
O güzelim, ince, uzun,
o masal hırsızı ellerinle...
Değil mi?
--usta--
17.08.2013 Eryaman
benim dizelerimle
sevmeye kalkarsa seni
...............
?????????
...............
Yok yok!
Kimse öyle sevemez seni
Düğümlenir, tıkanır boğazına
Söyleyemez ki!
Söylese de;
ellerinle boğarsın onu, ellerinle!
O güzelim, ince, uzun,
o masal hırsızı ellerinle...
Değil mi?
--usta--
17.08.2013 Eryaman
5 Ağustos 2013 Pazartesi
AYRIŞMA
Üçe ayrılıyor ülkem üçe
Yazarlar
Düşünürler
Ve "susup ölürler"
Sustukça sen, ben
Sustukça hepimiz
Yazarlar, düşünürler de
Yazarlar, düşünürler de
susup ölürler...
05.08.2013 Eryaman
3 Ağustos 2013 Cumartesi
BAĞLILIK
Sizi koruyan 
baglılığınızdır sevdiklerinize
baglılığınızdır sevdiklerinize
Ve korur yine 
onların da
her kazada sarılması size
--murat usta--
03.08.2013 Eryaman
onların da
her kazada sarılması size
--murat usta--
03.08.2013 Eryaman
28 Temmuz 2013 Pazar
SAÇAK ALTI
Bin hüznünü
saklar
Kenar
mahallelerin duvar dipleri
Yanı başından
başı öne eğik geçenlerin
Bin
umudunu saklar
Aynı mahallenin saçak altları
Başını göğe
yaslayıp hayal edenlerin
Bin özlemini
saklar
Sokağın
sonuna bakan pencere camları
Zihnindeki
bir surete sımsıkı sarılıp bekleyenlerin
Bin feryadını
saklar
Asma kilit
takılı ahşap kapılar
Elleri
cebinde düşer adım düşünenlerin
Ne duvar
dibi
Ne saçak altı
Ne pencere
camı
Ne de asma
kilit takılı ahşap kapılar anlar seni
Hele bir
kere tersine akmaya görsün nehirlerin
............................
Vazgeçme!
Sen yine
de...
Gün gelir
Hoşnut kalır Rabbin
Bin pencere açılır
Aydınlanır sabah ardından
Gölgesi vurur mahalleye
Gün gelir
Hoşnut kalır Rabbin
Bin pencere açılır
Aydınlanır sabah ardından
Gölgesi vurur mahalleye
Saçak
altında bekleyenlerin
Ve verilir sana
Kalbinden geçenlerin*
Ve verilir sana
Kalbinden geçenlerin*
--murat usta--
Temmuz '13/ Eryaman
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

