Adam yürümek istedi sadece
Sadece yürümek
Yârin ellerinden tutup
Çakıl taşlarının arasından
Yüreğinin götürdüğü yere
Bir yerlere yetişmeye çalışır gibi değil
Bir yanlışa alışır gibi
Olmayacak işlere kalkışır gibi değil
Bin yıllık bir düşmanla barışır gibi
Sindire sindire yürümek
Adım adım yaşamak istedi kaderini
Yürümek istedi işte sorma gerisini
Şimdi de yürüyor
Ama başta istediği gibi değil
o düşte gördüğü gibi değil
Yalnızca yürümek istemişti
Şimdi 'yalnız' yürüyor
Yürürken birden bir sızı geldi oturdu içine
Hadi şimdi yürü yürüyebilirsen
Ansızın durdu düşündü
Sonra yutkundu güzel şeyler geçirdi içinden
Yalnız biz değil
Yalnız ikimiz değil
Parmaklar da sarılırdı birbirine
İki el birleşirdi ses çıkarmadan
Ve artık bir elin de kocaman bir sesi olurdu
Dünyaya sığmayan
Kız koyardı omzuna başını
Dinerdi bütün ağrıları
İyileşirdi adam
Susardı adamın içindeki çocuk
Uyanırdı tüm şehir
Bütün duygular ayakta
Akdeniz ayaklarının altında!
Bir ses gelirdi derinden
Kalp oynardı yerinden
Bütün gemiler dönerdi seferinden
Şimdi o gemiler yine geçiyor
Ama bu sefer
Bu son sefer
Adamın içinden...
Yine de geç değil
Ne zamanki kız kendine gelip
Yine yüklese duygularını
Bir vebali yükler gibi adama
Koysa başını omuzlarına
Aynı rüyayı ayakta da görürler
Bu şehir
Bu güzel şehir
Bu sevdanın şehri
Bu sevdanın esiri olur
Sonra şapka çıkarıp selamlar bu büyük aşkı
Bu büyük şehrin aşka esir insanları
Ve sahildeki bütün çakıl taşları
Görünce adamın yüzündeki sıcaklığı
Hepsi birden denize koşar
Saklamak için gözlerindeki ıslaklığı...