31 Mayıs 2013 Cuma

Gündem


Eğer sen gelirsen

İçtiğim kahvenin
İçmediğim sigaranın
Yediğim yemeğin
Kahvaltıda kovaladığım zeytinin

Mavinin yeşilin 
Ve yanımdaki her şeyin
Gündemi değişir

28 Mayıs 2013 Salı

Nerdesin?

Amasya'da Ferhat'ı 
Köroğlu'nda kır atı 
Kaf Dağının ardında Kara Murat'ı 
Bekler gibi
Bekliyorum seni

Divriği Ulu Camii'nin taç kapısında 
Taşa işlenmiş bin yıllık sanatı
Ve Roma'ya sefere çıkacak o son atı
Bekler gibi 
Bekliyorum seni

Geçerken ömrüm bir darağacında 
O yağlı urganı ya da sert halatı 
Ve aynı gün Harran Ovası’nda son hasadı
Bekler gibi 
Bekliyorum seni

Bin yıllık bir düşmanda empati
Bir diktatörün dudakları ucundaki şefkati
Ve Konya Ovası'na baharda gelen rahmeti
Bekler gibi 
Bekliyorum seni

Masal kahramanlarından miras bir
atı
Ve sokak bekçilerinden devraldığım saltanatı
Bekler gibi   
Bekliyorum seni

Günahkar biriyim…
Cehennemde karşıma çıkacak zahmeti
Sevgilinin kalbindeki merhameti
Ve bir Sinan yapısında 
iki minare arasında bir sureti
Bekler gibi 
Bekliyorum seni

Siperdeyim...
Bir hudut kapısında
Devralınan o kutsal nöbeti
Ve bir savaşın ortasında bu güzel memleketi 
Bekler gibi
Bekliyorum seni
  
Eziliyorum günahlarımın altında
Son anda geçmek için sırat'ı
Bir anne duasındaki bahtı bekler gibi
Ve ana kucağını bekleyen 
bütün bebekler gibi 
Bekliyorum seni
Nerdesin?


--murat usta-- 
Mayıs'13 / Ankara

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Hesap

Kaç gün?
Kaç ay oldu?

Yazamıyorum
Sanki yazmanın yeri değil
Ya da grevde tüm kelimeler

Öznesi kayboldu
Yüklemi nerde belli değil
Devriliyor bütün cümleler

İçimde bir ayaklanma
Bir isyan var
Elleri bırakılan bir çocuk
Ağlayan bir kadın
Ayağa kalkan bir adam var

İçimde sessiz, sade bir tören
Bir de hesap soran var

Murat Usta

26 Mayıs 2013 Pazar

Saatten Haberin Var Mı?

Saat onbir
Başlıyor gece nöbeti
Bekliyorum, bekliyorum 
Bekliyorum ben bu gece vakti

Saat onbir yirmi
On yıl gibi geldi bana 
On dakika olmuş halbuki

Saat onbir kırk
Bak pencere açık cam kırık
Girmek istersen bütün kapılar aralık
        
Dışarda yağmur başladı
Bak akrep bekliyor
Yelkovan da yavaşladı 
İçimdeki çocuk 
Gelmez diyen o şeytanı taşladı
      
Akrep oniki
Yelkovan oniki
Saat artık tam oniki

......................................................................................................

Nöbet bitti 
Beklemiyorum artık seni
Beklemiyorum gelmeni

Kırıldı gittiğin o eski kapı 
Yıkıldı çoktan   
Yıkıldı o seni seven 
O bildiğin yapı

Ey kalbimin çilingiri
Sende de olsa gözlerimin feri
Başka bir yol bul 
Girme bir daha içeri 

Sakın gelme bu yana 
Gelme beri 
Vakti çoktan geçti gelme  
Gelme almam artık içeri

24 Mayıs 2013 Cuma

Doz Aşımı


Yoksa
Özlemi hasreti 
Aşkı sevgiyi
Sabah daha uyanmadan yüzünü görmeyi
Biraz abarttım mı sanki

Diyordun ama inanmıyordum
Kızıyordum hatta 
Şimdi anlıyorum ki 
Harbi abartmışım ben seni

Öyle otobüsün içinde de koşulmaz ki
Bindiğin trenden
Önce de varılmaz ki
Varmak istediğin yere

Olmak istediğin
Ölmek istediğin
O son nefesi alıp
Kalmak istediğin yere

Sabahın köründe de gidilmez ki

Anlasana


Gidemezsin
Gelemezsin
Olduğun yerde olamazsın
Kalbinin kapısı kapanır
Başka güzele bakamazsın

Eğilir insanlar karşısında aşkının
Diz çöker dünya
Kökünden kopar kanadın 
Canın sıkılır 
Uçamazsın         

Kalamazsın
Yapamazsın
Düştüğün yerden kalkamazsın
İçindeki çocuk anlar
Sen anlamazsın

23 Mayıs 2013 Perşembe

Ey Fanatik!


Nerde nasıl olduğunun bir önemi yok
Hangi takımı tuttuğunun da
Kazanmanın da yok kaybetmenin de 
Olmayan bir yaşam için 
Hiçbir şeyin anlamı yok

Bakma öyle 
Sana diyorum

Bir pankart da senin için açılır
 Nutuklar çekilir
Dostluk ve kardeşlik soslu
Yıllardır kaybedilen o sağduyu
Bulunmuş gibi yapılır
 Ardından yapılan resmi açıklamalarda

   Unutma
Hep sen ölürsün
Tuttuğun takımın başı sağ olur

Düğüm

An gelir
Yüzüne kan 
Kalbine can gelir
Uzaklardan
Çok uzaklardan
Bilindik bir heyecan gelir

Yıllarca unutmak istediğin adımı
Söylenmesi gerekirken
Söylenmesi gereken yerde
Tam da söyleyecekken 

Tutulur dilin
Unutursun 
Konuşamazsın

Gün susar
Ay susar 
Yıl susar
Zaman susar

Çözülse dersin,
Çözülse!
Dilimdeki bu düğüm!

Hayırdır İnşallah

Bir sokak arası şairiyim şimdi
Ekmek arası şiirler yazıyorum
Acısız
Ağrısız

Gönlümün sokaklarına 
 Hep senin adını verdim ben
Hep senin adını

Şimdi nereye baksam sen
Nereye gitsem aynı sokak
O aynı çıkmaz sokak

Tavan arasından hüzünler devşiriyorum
Demiri altunla değil belki
Kederi sevinçle değiştiriyorum

Her gece rüyamda  görüyorum seni
Öyle de açız ki 
Rüya bu ya
Sonra doyarız diye belki 
İki lahmacun söylüyorum
Bana acılı
Sana acısız
                  
 Hayırdır inşallah!

HIDIRELLEZ

saklanırken
bir gül ağacının altında
iki kişinin kaderi

gün gelir
yetişir hızır
ve çıkar getirir
gelmesi gerekeni
adalet yerini bulur gibi

--Murat Usta--
Mayıs' 13/ Ankara

Taşınma

Unuttum mu seni?
 Bilmiyorum 
Biz buna 
Taşınmak uzun sürüyor diyelim

Başka bir eve
 Başka bir şehre 
  Bambaşka bir gövdeye
Taşınmam lazım artık benim

Parça Bütün İlişkisi


Sana yazmıyorum 
       Sana yazdığımı sanma sakın
Ben seni düşünüyorum tüm gün
      Kelimeler serpiştiriyorum havaya                  
Bir de bakıyorum ki 
O kelimelerin hepsi anlamlı bir bütün

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Şimdi

Şimdi
Şimdi ne mi yapıyorum 
Hayattayım henüz
Alışıyorum
Aldırmıyorum hiçbir şeye 
Ne yaptığımı bilmesem de

Ha unutmadan söyleyeyim  
Unuttum seni
Tarifsiz bir duygu şimdi bu 
Sorma neden, nasıl

Unuttum işte
Çok unuttum
Hem de  
Deliler gibi!

21 Mayıs 2013 Salı

Yürüyüş

Adam yürümek istedi sadece 
Sadece  yürümek 

Yârin ellerinden tutup 
Çakıl taşlarının arasından
Yüreğinin götürdüğü yere

Bir yerlere yetişmeye çalışır gibi değil
Bir yanlışa alışır gibi 
Olmayacak işlere kalkışır gibi değil
Bin yıllık bir düşmanla barışır gibi 

Sindire sindire yürümek 
Adım adım yaşamak istedi kaderini
Yürümek istedi işte sorma gerisini

Şimdi de yürüyor
Ama başta istediği gibi değil
o düşte gördüğü gibi değil
Yalnızca yürümek istemişti
Şimdi  'yalnız'  yürüyor

Yürürken birden bir sızı geldi oturdu içine
Hadi şimdi yürü yürüyebilirsen
Ansızın durdu düşündü
Sonra yutkundu güzel şeyler geçirdi içinden

Yalnız biz değil 
Yalnız ikimiz değil
Parmaklar da sarılırdı birbirine
İki el birleşirdi ses çıkarmadan 
Ve artık bir elin de kocaman  bir sesi olurdu
Dünyaya sığmayan
Kız koyardı omzuna başını
Dinerdi bütün ağrıları 
İyileşirdi adam
Susardı adamın içindeki çocuk
Uyanırdı tüm şehir
Bütün duygular ayakta
Akdeniz ayaklarının altında!

Bir ses gelirdi derinden
Kalp oynardı yerinden
Bütün gemiler dönerdi seferinden

Şimdi o gemiler yine geçiyor
Ama bu sefer
Bu son sefer
Adamın içinden...

Yine de geç değil
Ne zamanki kız kendine gelip
Yine yüklese duygularını 
Bir vebali yükler gibi adama 
Koysa başını  omuzlarına 
Aynı rüyayı ayakta da görürler

Bu şehir
Bu güzel şehir 
Bu sevdanın şehri 
Bu sevdanın esiri olur
Sonra şapka çıkarıp selamlar bu büyük aşkı 
Bu büyük şehrin aşka esir insanları

Ve sahildeki bütün çakıl taşları 
Görünce adamın  yüzündeki sıcaklığı
Hepsi birden denize koşar
Saklamak için gözlerindeki ıslaklığı...

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Sessiz Sedasız

Ben
Sevdanın dünyada kalmış tek neferi

Ben

Sessiz sedasız seven bir serseri

Öyle seviyorum ki seni

Çapa yapar gibi 
Tohum eker gibi

Bekliyorum hep seni

Bekliyorum gelmeni

Şöyle

Damdan düşer gibi

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Vakti Geldi

Sabah erken kalkmanın
Güzel bir kahvaltı yapmanın
Güne güzel başlamanın
Vakti gelmiştir

Gerçekleşmesi imkansız hayaller kurup
Kendine güldürürken dünyayı
O hayalin gövdesinden tutmanın
Üzerindeki o ölü deriyi atmanın
Bütün engellerin anasını satmanın
Vakti gelmiştir

Başkalarının kurduğu
Kurguladığı
Ve senin tarafından
sadece görülen rüyalardan uyanmanın
Oturmanın
Yürümenin
Koşmanın
Değil
Güneşli güzel günler için coşmanın
Vakti gelmiştir

Aldığın kırık nota
Geçemediğin sınava
Yapamadığın torpile
Ters giden şeylerine
Kendi kötü kaderine
Ve ülkenin makus talihine sövmenin değil
Hızlı adımlarla yürüyüp
Sert cümleler kurmanın
Güzeller güzeli bir kıza aşık olur gibi
Mavinin
Yeşilin
Ve kahvenin
O en güzel renginin adına
Ay yıldızlı al bayrağın adına
Bu kara toprakta biten
Bütün kara sevdaların adına
Yarım kalan bütün şeyler adına
Allah'ın adına
Üç tarafı denizle
Dört tarafı düşmanla çevrili
Bu yalnız ve güzel ülkede
Yaradana sığınıp
Büyük bir fırtına çıkarmanın
Sakın üstüne alınma arkadaşım
Seni de yanıma alıp
Dünyaya sataşmanın

Vakti
gelmiştir artık!

Bir Tarih Öğretmeni
Mayıs'13/ Ankara